ALİ BABA
ANA SAYFA
ATATÜRK
ZİYARETÇİ DEFTERİ
HABERLER
ABDİ KÖYÜ
FOTOĞRAFLAR ALBÜMÜ
Ali Terazi Albüm
ŞİİRLER Abdi Köyü/ Kozaklı
FOTO GALERİ
TÜM SUNGURLU ÖZEL
TURHAL
DEVELİ
ŞEREFLİKOÇHİSAR
SUNGURLU VERGİ DAİRESİ PER.
21.VERGİ HAFTASI
SÖZ YURTTAŞIN
DOSTLAR ALBÜMÜ
KÜLTÜR HAZİNELERİMİZ
AHİ VE AHİLİK
NUTUK
NOSTALJİ
SAYAC
BASINDA ALİ TERAZİ
ESKİ TÜRKLERDE ÖLÜ GÖMME
KARINCALAR
MEKTUPLAR
ANKARA GEZİSİ 2009
SUNGURLU'DA DÜĞÜN
WİNDOVS LİVE_FOTOĞRAFLARI
ABDİ KÖYÜ SLAYTLARI
ALİ BABA ve 35 YIL
ANILAR (ALİ TERAZİ)
YERLİ MALI HAFTASI
NOTLARIM YENİ
SESLİ ŞİİR VE SLAYTLAR VİDEOLARI
ORGAN BAĞIŞI
FOTOĞRAFLAR SLAYTI
ESKİLER VE YENİLER
AZİME AKTAŞ
TARİHİNİ ARAŞTIRMALISIN
STRESİ YEN
ALİ BABA'NIN KÜTÜPHANESİ
KİTAPLIĞIMDAKİ KİTAPLAR:
VİDEOLAR YENİ 2016
TABİAT VİDEOSU (2016)
VİDEOLAR 2017 YILI
KÜTÜPHANE
DENEME ALİ BABA VİDEOLARI

ALİ BABA SİTESİ
HABERLER

Güle Güle Komutanım
Çengel gazetesi 16.10.2008 Şereflikoçhisar tarih 19.10.2008, 11:45 (UTC)
 Güle Güle Komutanım
Yazı Boyutu:
Teğmen Necdet Yücel; ailesi, arkadaşları ve sevenleri tarafından gözyaşları arasında defnedildi. Bursa-Balıkesir arasında bulunan çevre yolunda geçirdiği kaza sonucu olay yerinde hayatını kaybeden Tğm. Necdet Yücel’in cenazesi Balıkesir Askeri Hastanesi’nden anne-babası ve ailesinin yakın dostları tarafından alındı.

Hastanedeki işlemlerin tamamlanmasının ardından Balıkesir Garnizon ve Okullar Komutanlığı’nda tören düzenlenirken; Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, Garnizon ve Okullar Komutanı Tümgeneral Ali Erdinç, Bakım ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kemal Emren, İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Muhmet Turhal ve vefat eden teğmenlerin aileleri de törende hazır bulundu.

Vefat edenlerin cenazeleri memleketlerine gönderilirken Tğm. Necdet Yücel’in cenazesi de ailesi, yakın aile dostları ve Jandarma eskortu eşliğinde ilçemize gönderildi.

Geçtiği her şehirde farklı bir jandarma eskortu tarafından uğurlanan konvoy Pazartesi sabahın erken saatlerinde baba ocağına ulaştı.

Cenaze askeri inzibat tarafından Devlet Hastanesi’ne yerleştirilirken, anne ve babası ise evlerinde dostlarının yardımıyla ayakta duruyor, aile fertleri hayatlarının en acı gününü yaşıyordu.

Aynı gün yine askeri inzibat ve yakınları tarafından Devlet Hastanesi’nden alınan cenaze baba ocağına son kez getirildi. Burada düzenlenen kısa törende Necdet Yücel’in devre arkadaşları O’nun vefatı üzerine yazdıkları şiiri okudular. Belediye Başkanı Ramazan Ceylan’da Anadolu Lisesi Müdürlüğü döneminde öğrencisi olan Tğm. Necdet Yücel’in kişiliğini ve okuldaki başarılarını anlatan kısa bir konuşma yaptı.

Ailesinin, arkadaşlarının ve sevenlerinin gözyaşlarına boğulduğu ve ayakta durmakta zorlandığı, kısa süren törenin ardından Yücel’in cenazesi uzun bir araç konvoyu eşliğinde Sanayi Camii’ne getirildi. Cenaze namazının kılınmasından önce öğle namazı sırasında vaaz veren ilçe müftüsü Hüseyin Can, toplum olarak büyük badirelerden geçtiğimiz ve silahlı kuvvetlerin dört bir yandan saldırıya uğradığı bu günlerde beş tane yetişmiş vatan evladının kaybının çok hazin olduğunu söyledi ve sevenlerini teselli etmeye çalıştı.

Öğle namazı sonrası cami avlusundan taşan kalabalığın eşliğinde kılınan cenaze namazında; Yücel’in eş, dost ve akrabalarının yanı sıra şehir dışından birçok devre arkadaşı, aile dostları, ilçe içinden ve dışından birçok bürokrat’la birlikte Tuggeneral Bahadır Uçkan’da hazır bulundu.

Cenaze namazının ardından sevenleri ile helalleşen Tğm. Necdet Yücel’in cenazesi, Şehir Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanına götürülerek gözyaşları eşliğinde toprağa verildi. Cenaze sonrası taziyeleri evlerinde kabul eden aileye toplumun her kesiminden binlerce insan başsağlığı temennisinde bulundu, gelemeyenler ise telefonla arayarak başsağlığı temennilerini ilettiler.

Aynı kazada hayatını kaybedenlerdin Tğm. İlbay Saraylı’nın ve Hilal Gündoğan’ın cenazeleri memleketleri Kırıkkale’de, Tğm. Ali Taşpınar’ın cenazesi Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde, Tğm. Ceyda Kazak ise İzmir’in Menemen ilçesinde gözyaşları eşliğinde toprağa verildi.

Altı ay sürecek olan sınıf okulunu tamamlamak üzere Balıkesir’e yerleşen dört genç subayın ve bir üniversite öğrencisi arkadaşlarının yıllardan beri gelen yakın arkadaşlıklarını aynı kazada sonlandırmaları gazetemiz ailesini olduğu gibi, haberi duyan herkesi derinden etkiledi.

Şereflikoçhisar Çengel ailesi olarak acı ile imtihan edildiğimiz şu günlürde, bizlerden desteğini esirgemeyen tüm dostlarımıza teşekkürü borç biliyoruz ve kazada hayatını kaybeden ve evlat acısı ile yanan diğer gençlerin ailelerine başsağlığı ve Allah’tan sabır diliyoruz.

16 EKİM 2008


 

ACI KAYIP
Ali TERAZİ tarih 13.10.2008, 19:33 (UTC)
  Sevgili Necdet'im acımı bu satırlarla izah edemem,Allah başta ailene,Türk Sılahlı Kuvvetlerine ve bizlere sabır versin.Hiçbir zaman inanmak istemedim,malisef şartlarım nedeniyle canezene süresinde katılamadım.Yinede zorlukları yenerek değerli dostum sevgili baban Mustafa Yücel'i ve yakınlarını acılı günlerinde bilesin ki yanlız bırakmadım.Ruhun şaat olsun benim sevgili yeğenim.Yaşadığım süresince hep kalbimde yaşayacaksın rahat uyu aslan teğmenim.
 

Kazada ölen teğmenlere son görev
haber aktuel.com tarih 13.10.2008, 19:21 (UTC)
 Kazada ölen teğmenlere son görev
Balıkesir-Bursa çevre yolunun 6. kilometresinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 3'ü teğmen 4 kişinin cenazeleri toprağa verildi.
Reklam
Balıkesir-Bursa çevre yolunun 6. kilometresinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 3'ü teğmen 4 kişinin cenazeleri toprağa verildi.

Teğmen İlbay Saraylı'nın cenazesi, askeri bir ambulansla önce Yaylacık Mahallesi'ndeki baba evine getirildi. Bu sırada Saraylı'nın öğretmen olan babası Adnan ile annesi Semra Saraylı fenalık geçirdi. Teğmen Saraylı'nın babası Adnan Saraylı, oğlunun şehit olması halinde bu kadar üzülmeyeceğini söyledi.

Teğmen Saraylı'nın cenazesi, Nur Camisi'nde kılınan namazın ardından Kırıkkale Yeni Mahalle Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da katıldı.

Teğmen Necdet Yücel için de Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesinde askeri tören düzenlendi. Cenaze törenine, Yücel'in ailesi, yakınları, Tuğgeneral Bahadır Uçkan ve Şereflikoçhisarlı bürokratlar katıldı. Sanayi Camisi'nde kılınan namazın ardından cenazesi ilçe mezarlığında toprağa verilen Teğmen Yücel'e, 9 yaşında trafik kazasında ölen abisinin adının verildiği öğrenildi.

Teğmen Ali Taşpınar'ın cenazesi, Çankırı'nın Çerkeş ilçesi Güzelyurt köyünde toprağa verildi. Cenaze törenine Teğmen Taşpınar'ın ailesi, yakınları, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Engin Kabadaş, İl Jandarma Alay Komutanı Tacettin Soykök, Çerkeş Kaymakamı Mustafa Çit, Çerkeş Belediye Başkanı Mehmet Kiraz ve vatandaşlar katıldı.

Kazada hayatını kaybedenlerden Üniversite öğrencisi Hilal Gündoğan'ın cenazesi, Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde toprağa verildi. Selçuk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi olan Gündoğan'ın ölümü, yakınlarını ve sevenlerini yasa boğdu. Gündoğan'ın babası Nagi Gündoğan'ın, Sulakyurt'ta traktör tamirciliği yaparak, kızını zor şartlarda okuttuğu belirtildi.
 

GÜNCEL -> Ceyda Teğmen kurtarılamadı!
GENÇ HABER TÜRK tarih 13.10.2008, 19:18 (UTC)
 
Ceyda Teğmen kurtarılamadı!

Balıkesir’deki kazada yaralanarak askeri hastaneye kaldırılan Teğmen Ceyda Kazak da yaşamını yitirdi Balıkesir’de, aşırı hız sonucu kontrolden çıkarak elektrik direğine çarpan otomobilde bulunan 4 teğmenle bir üniversite öğrencisi hayatını kaybederken, bir teğmen de ağır yaralandı.

Bandırma’dan dönen teğmen İlbay Saraylı yönetimindeki 06 RJD 88 plakalı Opel Astra marka otomobil, önceki akşam 21.00 sıralarında, Balıkesir Çevreyolu’nda aşırı hız yüzünden kontrolden çıktı. Refüjdeki elektrik direğine çarparak hurda yığınına dönen araçta bulunan teğmenler Necdet Yücel (23) ve Ali Taşpınar (22) ile üniversite öğrencisi Hilal Gündoğan (21) olay yerinde öldü.

Araçtan ağır yaralı çıkarılan teğmenler İlbay Saraylı (22), Ceyda Kazak (22) ve Ümit Kalender (22), Balıkesir Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı.

Ancak önce Saraylı, ardından da Kazak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Kazanın ardından olay yerine çok sayıda polis ve asker sevk edildi. Araçta sıkışan cesetler, itfaiye ekiplerinin çalışmaları sonucu çıkarılabildi. Karacı teğmenlerin Balıkesir Ordu Donatım Okulu ve Er Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda kursiyer oldukları, tatil gününü Bandırma’da geçirdikten sonra okula dönüş yolunda kaza yaptıkları bildirildi.

Teğmenlerin ölüm haberini alan aileleri ve arkadaşları sabah saatlerinde Balıkesir’e geldi. Gözyaşlarına boğulan ailelerin hastanedeki bekleyişi sürüyor

KÖYÜN KOMUTAN KIZI

Balıkesir'de meydana gelen kazada hayatını kaybeden 5 kişiden 22 yaşındaki Teğmen Ceyda Kazak'ın acı haberi, İzmir'in Menemen İlçesi'ne bağlı Hasanlar Köyü'nde oturan ailesinin evine sabah saatlerinde geldi. 30 Ağustos'ta başarıyla Harp Okulu'ndan mezun olan biricik kızlarının gururunu yaşayan Kazak Ailesi, ölüm haberine uzun süre inanmadı. Ancak kapıda kızlarının komutanlığını gören aile o an hayatın en acı anlarını yaşadı. Çiftcilik yapan baba Mehmet Kazak ve teğmenin lise öğrencisi olan erkek kardeşi 15 yaşındaki Hasan Kazak kardeşinin cenazeye katılmak üzere Balıkesir'e gitti. Köylüler acılı ailenin evine akın etti.

Kore Savaşı'na katılan katılan dedesi 79 yaşındaki Hasan Kazak'ın kahramanlık anılarıyla büyüyen Ceyda Kazak, 4 yıl önce üniversite sınavında Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nü kazandı. Ancak daha önce Askeri Lise'yi kazanamayan Ceyda, bu kez hem kendisinin hem de gazi dedesinin hayalini gerçekleştirmek için Harp Okulu'na girmeyi başardı. Başarılı geçen eğitim dönemlerinin ardından geçen 30 Ağustos'ta büyük bir gururla mezun olan Teğmen Ceyda Kazak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en genç subaylarından biri, köyünün ise ‘komutan kızı’ oldu. Mezuniyetin ardından köyüne gelen Ceyda Teğmen'in evi, kendisini kutlamak isteyenlerinin akınına uğradı. Mühendislik bölümünü kazanmasına rağmen Harp Okulu'nu tercih edip hem kendi hayalini hem de Kore Gazisi olan dedesi Hasan Kazak'ın hayalini gerçekleştiren Teğmen Ceyda Kazak'ın, generallik hayali ise trafik canavarına takıldı.

YILDIZLARIM SAYENİZDE PARLAYACAK



Geriye andacında verdiği üniformalı pozları kalan Ceyda Kazak kendisi için ise “Askeri liseye giremeyeceğimi öğrendiğimde yaşadığım üzüntünün üzerinden 8 yıl geçti. Bazı hayaller o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olmak bile değerli sayılır. Bu yüzdendir belki de hep kendim olmak konusundaki ısrarım. ‘Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Yalaka olma’ Şanslıyım ki zor anlarımda hep tutunacağım dallarım vardı benim. Biricik annem ve babam, her şeyim kardeşim, Hasan'ım, nineciğim ve gazi dedem, başka Ağır ailesi olmak üzere tüm akrabalarım. Hepinize şükranlarımı sunarım. Yıldızlarım sayenizde parlayacak” satırlarına yer verdi.
Ceyda Kazak'ın cenazesinin Balıkesir'deki törenin ardından yarın öğlende kılınacak namazın ardından Hasanlar Köyü'nde son yolculuğuna uğurlanacağı bildirildi.

DİĞER 4 KİŞİNİN CENAZELERİ MEMLEKETLERİNE GÖNDERİLDİ

Balıkesir Askeri Hastanesi'ndeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından cenazeler için Balıkesir Garnizon ve Okullar Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Basın mensuplarının alınmadığı törene, Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, Garnizon ve Okullar Komutanı Tümgeneral Ali Erdinç, Bakım ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kemal Emren ve İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Mehmet Turhal katıldı.

Törenin ardından Teğmen İlbay Saraylı ve üniversite öğrencisi Hilal Gündoğan'ın cenazeleri Kırıkkale'ye, Teğmen Necdet Yücel'in cenazesi Ankara'nın Şereflikoçhisar İlçesi'ne, Teğmen Ali Taşpınar'ın cenazesi Çankırı'ya gönderildi.

Kazada yaralanan ve Balıkesir Devlet Hastanesi'nde bulunan Teğmen Ümit Kalender’in ise tedavisi sürüyor.

milliyet
 

Çatal çubukla arıyor 1 saatte su buluyor
K. AYCAN SAROĞLU tarih 13.07.2008, 09:06 (UTC)
 Çatal çubukla arıyor 1 saatte su buluyor


DÜNYANIN gözü bu adamda... Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Seydi Gültekin, 'çatal çubuk yöntemi'yle su, maden ve petrol kaynaklarının yerini tespit ediyor. Üstelik bunu 1 saatte yapıyor. 'Maden bulmak benim için nefes almak kadar kolay' diyen Gültekin'e göre pahalı bilimsel yöntemlerin başarı şansı yüzde 50, çatal çubuğun ise 95...

Ali Seydi Gültekin, TÜBİTAK bursuyla İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünü bitirmiş, doktorasını vermiş, jeoloji yüksek mühendisi unvanı almış. www.sukuyusu.com adlı bir internet sitesinin de sahibi olan Gültekin, radyestezi yöntemiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde su, maden yatakları buluyor, deprem faylarını tespit ediyor. Radyestezi üzerine çalışmasına izin verilmediği için üniversiteden istifa eden Gültekin, yönteminin istatistiksel olarak yüzde 95 başarılı olduğunu ve bu nedenle bilimsel sayılması gerektiğini söylüyor.



Nasıl başladı, çatal çubukla su arama işi?

1990’da sahada su arıyorduk. Avcılar kampusundan Silivri’ye yürüyordum. Çatal çubukla gezen bir adam gördüm. “Amca burada ne yapıyorsun” dediğimde, “su buluyorum” dedi. Çok kızdım, “biz güneşin altında saatlerdir su arıyoruz, sen herhalde benimle dalga geçiyorsun” dedim. Amca, “beni Gaziantep’ten uçağa, sonra da Mercedes’e bindirip buraya getirdiler. Ben çatal çubukla su buluyorum” dedi. Merak ettim, üniversiteye döndüğümde hocama durumu anlatım: “Oğlum sen akıllı çocuksun, böyle şeyler söyleme, atarım okuldan” dedi. Sonra iş inada bindi. Kütüphanede ‘Amerika’da Su Nasıl Bulunur’ diye bir kitap buldum, üzerinde bir çatal çubuk resmi vardı. Onunla başladım. Yurtdışından kitaplar getirttim. Sonra Almanya’dan bir öğrencim, çatal çubuk getirdi. Fayların, kuyuların üstünde çalıştım onunla. 100’ün üzerinde sondaj yapılmış yerde ölçüm yaptım. Ölçtüğüm değerlerle sondaj değerlerini karşılaştırdım. Yerin altını okuyup söyleyen biri konumuna geldim. Üniversite hocalarıma, öğrencilerime anlattım durumu. Doktora tezimi bitirdikten sonra, radyestezi üzerine doçentlik tezimi vermek istedim.


Radyestezi ne demek?

Radyetezi, deneysel ve istatistiksel bir bilim dalı. Cisimlerin yaymış oldukları ışınların, duyarlı kimseler tarafından algılanış ve yorumlanma sanatı da diyebiliriz. Her cismin bir manyetik alanı var; insan vücudunun da. İkisi arasındaki karşılaşmayı, çatal çubukla ya da sarkaçla ölçüyorum.


Nereye dayanıyor kökeni?

Çin kitabelerinde, Çin imparatorunun elinde çatal çubuk resmi var. 6 bin yıldır süren bir gelenek, dünyada biliniyor. Rusya’da devlet üniversitesinde ders olarak okutuluyor. Dünyada cemiyetleri var; ‘Society of Dowsing’ diye internete girdiğiniz zaman binlerce sayfayla karşılaşıyorsunuz. Bunu kullanan, eğitimini veren çok insan var.

BANA DA SAÇMA GELMİŞTİ


Ne işe yarıyor bu yöntem? Sadece su mu buluyorsunuz?

Su, maden, petrol, yerin altındaki fayların tespiti… Sağlıkta da kullanabiliyor, yediğiniz içtiğiniz her şeyi kontrol edebiliyorsunuz. Araziye gitmeden arazi fotoğrafı ve haritası üzerinden tespit yapabiliyorsunuz. Önce bütün bunlar bana çok saçma gelmişti. Aldığım bilimsel eğitim, ‘böyle bir şey olamaz’ dedirtiyordu. Ama sonuçlarını gördükçe, araştırmaya değer bir yöntem olduğu ortaya çıktı. Üstüne üstlük bizim bilimsel dediğimiz yöntemler, uzun süreli, pahalı ve sonucu yüzde 50’yi geçmeyecek yöntemler. Ama bu yöntemle başarı oranımız yüzde 95’lere çıktı. Bilimsellik dediğiniz zaman şunu söyleyebilirim: Herhangi bir deneyi laboratuar ortamında ve doğal ortamda ölçüp, sonuçlandırdığınızda olumlu sonuç yüzde 60-70’leri geçiyorsa o iş bilimseldir. Geriye onun kimyasını, formülünü bulmak kalır. Ben sonuçları yüzde 95 doğru buluyorum, bu benim için bilimsel. İspat edemiyorum ama jeolojik anlamını iyi biliyorum.


Nedir jeolojik anlamı?

Sarkacı ya da çatal çubuğu elime alıp, ölçüm yapmaya başladığımda, yeraltındaki fayı, suyu, madeni, derinliğini, miktarını, boyutlarını ölçüp söyleyebiliyorum. Dışarıdan bakınca şaşırtıcı geliyor. Çünkü bir petrol kuyusunun yerini tespit etmek 5 yıl; jeotermal sahada sondaj yeri bulmak 2 yıl; su etüdü yapmak 3 ay sürüyor. Bense en çok 1 saat içinde bilmediğim bir arazide noktayı tespit edebiliyorum.

BİR SAATTE SU BULABİLİRİM


Çalışma sistemi nasıl?

Ne arıyorsam, aradığım şeyin dalga boyuna denk gelen yerden çatal çubuğu tutuyorum. Arazide o dalga boyuyla karşılaştığında çatal çubuk belli bir titreşimle sinyal gönderiyor. Dijital bir radyoyu ayarlamaya benziyor. Ayarı yaptıktan sonra yürüyorum. O baskıyı hissettiğinizde ve tam üstüne geldiğinizde, çubuk bir hareket yapıyor. O hareketin jeolojik anlamını çözebildiğim için rakamlara döküp, tablo çizip teslim ediyorum işverene. Bazen ‘burada su yok bırakalım’ diyorlar ama ölçtüğüm metreye geldiğimizde bulacağımızı söylüyorum. En basit örnek olarak Knorr Fabrikası’yla çalışmamı gösterebilirim. Benden önce 7 sondaj yapılmış ama su bulamamışlar. 8. kuyu yeri için beni buldular, McDonald’s’tan referans alarak. 1 saatlik çalışmayla önceden çalışma yapılmış 7 kuyunun ortasında bir yer gösterdim ve ‘kuyu 400 metre kazılacak’ dedim. 396 metre granit kestik, su yok! Son 4 metreye giriyoruz ve 397’nci metrede su fışkırdı, onların ihtiyacı olanın 3 kat fazlası bulundu. Hemen teşekkür ve referans verdiler, çalışmamın bedelini ödediler.


Hiç petrol bulduğunuz oldu mu?

Trakya bölgesinde 11 kuyuda sondaj yapılıp sadece birinden petrol bulunan kuyunun başında ölçüm yaptım. Verimliliği 5 bin metrede bulmuştum. Oradaki mühendis ise derinliğin 4900 metre olduğunu ve petrol çıktığını söylemişti. Benim için yerin altında bir şeyi bulmak nefes almak kadar kolay. Bu meslekte 25 yılımı doldurdum, uluslararası geçerliliğe sahip bir doktoram var ve işi bilimsellikle beraber götürüyorum. Bilim dışında bir şeyi savunmuyorum. Çalışmalarımı jeofizik yöntemlerle destekliyorum. Benimki alternatif değil, yardımcı yöntem. Çatal çubukla, sarkaçla maden, su, arıyorsunuz, zemin etüdü yapıp deprem olacak yerleri tespit ediyorsanız, bu jeolojinin ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Sarkaç ve çatal çubuk yardımıyla bunları bulup miktarını, derinliğini hatta bileşimini tespit etmek mümkün. Zor olanı, bu kadar kolay olduğunu kabul etmek.


Doçent olacakken neden istifa ettiniz?

Çünkü bu konuda çalışmama izin verilmedi. TÜBİTAK’a başvurdum ama o jüride de bizim üniversiteden hocalar vardı. Ben de hocaların çalıştığı yerlere gittim, çekimler yaptım. Suyu buldum, bütün bu çalışmam televizyonda yayınlandı, bunun üzerine istifa ettim. Kütüphanelere koymak için bir çalışma yapmak istemiyorum. Çalışmanın sokaktaki insana yararı olmalı. İstanbul susuzluktan kırılırken, hiçbir şey yapamıyorsak, o kurumda görev almayı uygun bulmadım. Kariyerimi bırakıp halkın gözünde profesör olmayı daha uygun buldum.


Kendi şirketiniz var ve sadece su mu buluyorsunuz?

Ağırlıklı olarak su buluyoruz. Büyük sanayi kuruluşlarına, büyük yerleşim yerlerine ve çiftliklere projeler hazırlayıp su bulunamayan yerlerde su buluyoruz. Bunu da garantili yapıyoruz. Su bulamazsak para almıyoruz. Ayrıca sıcak su araştırmalarımız var. Sıcak sudan elektrik üretimi için çalışıyoruz.


Çatal çubukla arazide olmanızı anlıyorum da kristal kuvarsla harita üzerinde de çalışıyorsunuz. Bu biraz inanılmaz geliyor…

Kuvars kristalini sarkaç olarak kullanıyorum. Araziye çıkmadan önce harita ve fotoğraf üzerinde kristalle araştırıyorum. Faylar nerede, fayın içindeki su ve maden nerede saptayıp sonra araziye gidiyor, çatal çubukla tam noktayı tespit ediyoruz. Başarı oranımız da en az yüzde 95. Elektro-manyetik hatları kullanarak bunu yapıyoruz. Tabii işin biraz da ruhsal boyutu var. Ciddi görevlerde bulunmuş çok önemli insanlar buna tanık oldu. Bugün bakıyoruz nehirlerin üzerine hidroelektrik santraller yapılıyor. Yerin altında buhar halindeki sıcak suları çıkarıp, jeotermal enerjiden elektrik üretiliyor. Dünya ciddi ekonomik krizdeyken, yatırımlar durmuşken, Türkiye’nin enerji işine yalnızca 350 milyar dolarlık bir yatırımı var. Klasik yöntemlerle araştırmak daha maliyetli. Bir kuyu dolu çıkarken, bir kuyu boş çıkıyor. Radyestezi yöntemiyle işleri kısa sürede sonuçlandırıyoruz. Süre ne derseniz, bir jeotermal kuyunun araştırılıp sondajının yapılması 2 yıl sürerken, biz 1 günlük çalışmayla yerini tespit ediyoruz.


18 yıldır bu işi yapıyorsunuz çok zengin olmanız gerekmez mi?

Hayatta her şeyin bir başlangıcı, emekleme ve gelişme dönemi var. Şu ana kadar yaptıklarımı ispat etmek, insanları inandırmak, sorduğunuz her soruya bir örnekle karşılık vermekle geçirdim zamanı. Ama bu soruyu bana 6 ay sonra sorduğunuzda sizi limuzinle aldırıp, en lüks otelde ağırlayacağım. Çünkü işin sonuna geldik, holdinglerin bu işe ciddi paralar yatırdığı ve bir şeyleri ispat ettiğimiz dönemdeyiz. Dünyanın her yerinden bana talep var.

Cerrahpaşa’nın altında fay vardı

Özellİkle bilimsel yöntemlerle bulunamayan, gömülü fayları tespit edebiliyoruz. Önce harita üzerinden ana fayları tespit edip sonra araziye gidip gösterebiliriz. İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi’nin yerleşim planını aldım, altındaki fayları tespit ettim. Sonra hastaneye gidip oradan sorumlu olan üç profesörün eline bu krokiyi verdim, “beni bu binaların yanına götürün” dedim. Gittiğimizde bu kez de çatal çubukla inceleme yaptım, bir fay binanın duvarından devam ediyor, öbür taraftan araziden çıkıyordu. Dönemin rektörü bunu duyup beni çağırdı ve ‘böyle bir çalışmayı bana sormadan, nasıl yaparsın, sana bu yetkiyi kim verdi’ dediğinde ‘bana bu diplomayı siz verdiniz, bunu anlatmak zorundayım’ dedim. Sonra Cerrahpaşa’da çok büyük güçlendirme yapıldı. Orada sözleşmeli bir görevim vardı, böyle bir çalışmayı yaptığım için o göreve son verildi.

Afrika’da adı Waterman


Afrika’ya gidişiniz nasıl oldu?

Bir eğitim kurumuna sondaj konusunda yardım etmiştim. Sokak çocukları için bir proje hazırlıyorlardı. Sohbet esnasında hedefimi sordular: “Afrika’da su bulup, onlara sulu tarımı öğretmek” dedim. Onlar bunu bir uluslararası proje olarak düşünebileceklerini söylediler ve gidip gidemeyeceğimi sordular. 2005’te Zambiya’ya gittik. Okulların bahçesine sondaj yapmayı şart koştum. 10 okula su sondajı yaptık, hepsinde içme suyu bulduk. Şu anda 20 bin çocuk ve ailesi bu suyu kullanıyor.


Herhalde büyük ilgi gördünüz…

Orada adım ‘Waterman’di (su adam), büyük sevgi ve saygı gördüm. Suyu bulduğunuz anda onların gözlerinde bir ilahsınız. ‘Dönme’ dediler. ‘Ülkemde sizden kötü yerler var, oraya da hizmet etmem lazım’ dedim.

K. AYCAN SAROĞLU
alıntı AKŞAM


 

Kene ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
Eczacıbaşı Holding (İşyeri Ortak Sağlık Birimi ) tarih 01.07.2008, 18:54 (UTC)
 Kene ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi



Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA):

KKKA hastalığı ilk olarak 1944 yılında Kırım’da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 1956 yılında Kongo’da görülen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılmış ve hastalık bundan sonra bugünkü bilinen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ismiyle anılmaya başlamıştır.

Kene:



• Kırmızı - kahve renginde yassı, oval bir dış parazittir.
• Keneler evcil ve yabani hayvanlara ve insanlara yapışıp kan emerek büyürler.
• Evcil hayvanlar vasıtası ile evlerin içine kadar gelebilirler.
• KKKA virüsünün bulaşmasında Hyalomma türüne ait keneler daha büyük bir yere sahip olmakla beraber, tüm keneler de bu virüsü bulaştırabilir.
• Hyalomma soyuna ait keneler ülkemizin de içinde bulunduğu çok geniş bir coğrafik alanda yerleşmişlerdir. Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir.
Bulunduğu yerler:

• Hayvan barınakları ve hayvanların üzerinde,
• Su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde,
• Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerde,
• Çayırlarda yaşarlar.







Hangi kaynaklar ile bulaşabilir?

Bir çok kuş ve yaban hayvanı virüse karşı dirençli iken, virüsün yayılmasında önemli rol oynar. Keneler virüsü enfekte hayvanlardan (küçük kemiriciler, yabani hayvanlar , evcil memeli hayvanlar ve kuşlar) alırlar.



• Hastalık (Virüs bulaşması) enfekte kenelerin ısırması ile başlamaktadır.
• Keneler, insanları kan emmek amacı ile ısırmaları sırasında virüsü bulaştırmaktadırlar.
• Virüs, kene ısırmasının yanı sıra hasta hayvan ve insanların kan, ifrazat ve dokularıyla direkt temasla da bulaşmaktadır.
• Her kene bu virüsü taşımadığından, her kene ısırdığında bu virüs bulaşmayabilir. Kene ile temaslarda başka virüsler de bulaşabileceğinden hassas davranmakta fayda vardır.


Özellikle Nisan ve Ekim aylarında aktif hale geçerek çevrelerindeki hayvanlar ve insanlarla (hayvan barınaklarında , avcılık sırasında, piknik doğa yürüyüşü v.b. yapılan kırsal alan gezileri sırasında ayaklara atlayarak ve/veya tutunarak ormanlık alanlarda ağaçtan düşerek v.b.) temas ederek derinin açık bulunan kısımlarından vücuda dolayısı ile kan kaynaklarına ulaşırlar.
Bir süre sonra kenenin tutunduğu bölge kızarır ve kaşınır.




Vücuda yapışmış keneyi kesinlikle elle öldürmemek, patlatmamak ve kenenin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, gaz yağı gibi) dökmemek gerekir. Çünkü bu işlemler kenenin kusmasına neden olur ve mikrobun vücuda girmesini kolaylaştırır !!!






Herhangibir sağlık kurumuna ulaşmanın zor olduğu durumlarda;

Kene henüz deriye gömülmemişse cımbızla deriye tutunduğu baş kısmından tutulur, sağa sola oynatılarak yukarıya doğru sabit kuvvetle çekilir ve çıkarıldığı yere antiseptik solusyonlar (betadine, baticon, ) sürülebilir. Çıkan kene çamaşır suyu veya böcek öldürücü ilaç ile dolu kabın içine atılarak ölmesi sağlanır.








Kene başı doku içine gömülmüş ise cerrahi olarak çıkartılmak üzere mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.








Kenelerin kesinlikle çıplak elle öldürülmemesi ve patlatılmaması gerekir. Çünkü kenenin taşıdığı virüsler bu sırada da bulaşabilir.



Hastalık belirtileri:

• Kene ile temas edenlerin en az 10 gün süre ile kendilerini takip etmeleri aşağıdaki belirtiler oluştuğunda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gereklidir.
• Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin bir iştahsızlıkla başlar.
• Bazen kusma, karın ağrısı veya ishal olabilir. İlk günlerde yüz ve göğüste kırmızı nokta şeklinde kanama odakları ve gözlerde kızarıklık dikkati çeker.
• Gövde, eller ve ayaklar da morluklar oluşabilir.
• Mide-Barsak ve İdrar yollarından kanamaklar olabilir. Bazen vajinal kanama da olabilir
• Ateş 5-12. güne kadar çıkar ve sonrasında düşmeye başlar.

Nekahat dönemi uzun sürelidir.
Ölüm olayları daha çok hastalığın ikinci haftasında (5-14 gün) görülebilmekte ve bu oran yaklaşık % 30’ları bulabilmektedir.
İyileşme hastalığın dokuzuncu veya onuncu günlerinde gerçekleşmektedir.


Kimler bu hastalık açısından risk grubundadır?





Hastalık daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda, mezbaha çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görülebilmektedir. Piknik, doğa yürüyüşü ve avcılık gibi nedenlerle kırsal alana çıkanlar da risk altındadır.

Kuluçka süresi:

• Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını müteakip kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir.
• Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir.

Tedavi:

• Destek tedavisi yapılmaktadır.
• Tam kan veya kan ürünleri verilerek oluşan eksiklikler giderilir.
• Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilaçlar kullanılmaktadır.

Aşı ile korunma;

• Bugün için etkili bir aşısı bulunmamaktadır.
• KKKA hastalığının geçirilmesinden sonra virüse karşı bağışıklığın ömür boyu sürebileceği belirtilmektedir.




Korunma ve mücadele yolları:

• Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılmalıdır.
• Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilaçlanmalıdır.
• Hayvanlardaki kenelerle mücadele edilmeli, hayvanlar kenelere karşı ilaçlanmalı. (kene tozu v.b.)
• Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçlı gitme durumunda çıplak ayakla ve kısa giysilerle dolaşılmamalı ve pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır. Ayrıca dönüşte vücut kene açısından kontrol edilmelidir. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.
• Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
• Kene kovucu aerosollar ve spreyler kullanılabilir.

Sonuç olarak;

Tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi önlem almak gereklidir.Telaşlanmanın ve gereksiz önlemlere başvurmanın, gereksiz ilaç kullanımının yararı yoktur, hatta zararı olabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi kene ısırmalarında mümkün olan durumlarda sağlık kurumuna müracaat etmek öncelikli davranış olmalıdır.

Bir toplumun olağan durumlardaki sağlık düzeyi, olağandışı durumlardaki sağlık sorunları ile mücadele etme gücünün belirleyicisidir. Bu nedenle toplum sağlığına gereken önem verilmeli ve koruyucu sağlık uygulamalarına daima özen gösterilmelidir.

Sağlıklı günler dileriz.

Saygılarımızla,

İşyeri Ortak Sağlık Birimi
alıntı
 

<- Geri  1  2  3  4  5 Devam -> 

ALİ BABA SİTESİ
BU SİTEYE 70541 ziyaretçi (179129 klik) GELDİ
ALİ BABA SİTESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol