ALİ BABA
ANA SAYFA
ATATÜRK
ZİYARETÇİ DEFTERİ
HABERLER
ABDİ KÖYÜ
FOTOĞRAFLAR ALBÜMÜ
Ali Terazi Albüm
ŞİİRLER Abdi Köyü/ Kozaklı
FOTO GALERİ
TÜM SUNGURLU ÖZEL
TURHAL
DEVELİ
ŞEREFLİKOÇHİSAR
SUNGURLU VERGİ DAİRESİ PER.
21.VERGİ HAFTASI
SÖZ YURTTAŞIN
DOSTLAR ALBÜMÜ
KÜLTÜR HAZİNELERİMİZ
AHİ VE AHİLİK
NUTUK
NOSTALJİ
SAYAC
BASINDA ALİ TERAZİ
ESKİ TÜRKLERDE ÖLÜ GÖMME
KARINCALAR
MEKTUPLAR
ANKARA GEZİSİ 2009
SUNGURLU'DA DÜĞÜN
WİNDOVS LİVE_FOTOĞRAFLARI
ABDİ KÖYÜ SLAYTLARI
ALİ BABA ve 35 YIL
ANILAR (ALİ TERAZİ)
YERLİ MALI HAFTASI
NOTLARIM YENİ
SESLİ ŞİİR VE SLAYTLAR VİDEOLARI
ORGAN BAĞIŞI
FOTOĞRAFLAR SLAYTI
ESKİLER VE YENİLER
AZİME AKTAŞ
TARİHİNİ ARAŞTIRMALISIN
STRESİ YEN
ALİ BABA'NIN KÜTÜPHANESİ
KİTAPLIĞIMDAKİ KİTAPLAR:
VİDEOLAR YENİ 2016
TABİAT VİDEOSU (2016)
VİDEOLAR 2017 YILI
KÜTÜPHANE
DENEME ALİ BABA VİDEOLARI

ALİ BABA SİTESİ
AHİ VE AHİLİK








AHİLİK:

Türkiye Cumhuriyeti 85 yıl önce Osmanlı'dan devir aldığı yönetimi,
Osmanlı da 700 yıl önceAnadolu Selçuklu devletinden 
almıştı. Anadolu Selçuklu devleti de Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun 
bir parçası olarak bu topraklarda yaklaşık bin yıl önce kurulmuştu. 
Görüldüğü üzere 1000 yıldır Türkler Anadolu toprakları üzerinde 
yaşamaktadır.

Türklerin tarihi aslında bin yıl ile sınırlı değildir. Bilinen en eski 
insanlık tarihine kadar uzanır. Oğuz Hanlığı, Uygur devleti, Göktürk 
devleti, Hun devleti M.Ö. 4000 yıldan beri, devletini ve kültürünü 
yaşatmaktadır. Dünyamızda bu süre içerisinde birçok devletler 
kurulmuş, kültürler yaşamış, bunlardan birçoğu yıkılmış ve 
kaybolmuşlardır. Türklerin altı binyıldır tarih sahnesinde oluşunun 
önemli bir sebebi kültür değerlerini korumalarından ileri gelir. 
Bu kültür değerlerinin özü Ahilik Kültürü biçimine dönüştüğü XI. 
yüzyıldan sonra yeni bir anlayışla devam eder.

Tarih boyunca Türkler daima iyiyi güzeli aramışlar ve bulduklarında 
da tereddüt etmeden almışlardır. Türklerin İslamiyet’e geçmeden 
önceki kültür değerleri bile bugün birçok ülkede görülememektedir. 
Tarihi araştırmalarda o dönemde insan haklarına saygı, kadının 
toplumdaki saygın yeri, misafirperverlik, bir tehlikeye karşı birlik 
oluşturmak, dayanışma, yardımlaşma gibi birçok insani değerlerin 
bugünkü tabiri ile evrensel değerlerin mevcut olduğunu görüyoruz.

Türkler bu değerler ile mücehhez olarak çağın en yüksek 
medeniyetini kurmuşlardır. Dünyada pek çok dinler, inançlar ile 
karşılaşan Türkler bazılarını denemişler fakat kendilerine en uygun 
gelen İslam dinini kabul etmişlerdir. Bu dini seçerken hiçbir zorlama, 
hiçbir baskı yapılmamış kendi istekleri ile bu yüce dine geçmişlerdir.

  Bazı Ahilik Töreleri


 1.Büyük aileye ve töreye uymak. Aile'yi çatı temsil eder.
Ahiler, olayların bütün yönlerini ancak daha fazla irtibat 
ve doneye sahip çatının görüp, gerekli tedbir ve talimatları 
tespit edeceğini bilirler. Çatı'yı tartışmak abesle iştigaldir.Mühim olan milletimizin büyük yürüyüşüne 
devam edişidir.
 2. Kişisel projesi olmak.
 3. Bir kafileye bağlı olmak.
 4. Büyük Aile içinde en az bir görevi olmak. Görevini 
bağlı olduğu kafileyle bilmek, aksatmamak.
 5. Hayatta bir misyonu olduğuna inanmak.
 6. Emretmemek, sevdirmek. Yönetenlerle, 
yönetilenler  birbirlerini sever, inanır ve desteklerlerse 
orada mucizeler gerçek olabilir.
 7. Sözünü zamanında ve yerinde tutmak. Söz namustur. Büyüğü, küçüğü olmaz.
 8. Törenin iki ucu keskin kılıç olduğunu bilmek.
 9. Zamanı etkili ve tutarlı kullanmak, 
zaman tanzim disiplinine sahip olmak.
 10. İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak.
 11. İşinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve 
dedikodudan kaçınmak.
 12. Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak.
 13. Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak.
 14. Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, 
iffetli ve dürüst olmak.
 15. Cömertlik, ikram ve kerem sahibi olmak.
 16. Küçüklere sevgi dolu, büyüklere karşı 
edepli ve saygılı olmak.
 17. Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan 
kaçınmak.
 18. Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek.
 19. Hataları yüze vurmamak.
 20. Dost ve arkadaşlara karşı tatlı sözlü, samimi, 
güleryüzlü ve güvenilir olmak.
 21. Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek.
 22. Herkese iyilik yapmak, herkesin iyiliğini istemek.
 23. Yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak.
 24. Hakka, hukuka, kanunlara, hak ölçüsüne riayet 
etmek.
 25. İnsanların işlerini içten, gönülden ve güleryüzle 
yapmak.
 26. Daima iyi komşulukta bulunmak, 
komşunun eza ve cahilliğine sabretmek.
 27. Yaradandan dolayı yarattıklarını hoş görmek.
 28. Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak.
 29. İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak.
 30. Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref 
duymak.
 31. Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan 
kaçınmak.
 32. Allah için sevmek, Allah için nefret etmek.
 33. Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten 
korkmamak.
 34. Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek.
 35. Kötü söz ve hareketlerden sakınmak.
 36. İçi, dışı, özü, sözü bir olmak. Ya olduğu gibi 
görünmek yada göründüğü gibi olmak.
 37. Hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek.
 38. Kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık 
vermek.
 39. Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak.
 40. İnsanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmak.
 41. Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek.
 42. Yaptığı işlerde samimi olmak.
 43. Tevazudan, tabiilikten ve samimiyetten ayrılmamak.
Fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek. Gösterişe önem vermemek.
 44. Yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan 
başka bir şey gözetmemek.
 45. Her zaman her yerde yalnız Allah'a güvenmek.
 46. Örf, adet ve törelere uymak.
 47. Sır tutmak, sırları açığa vurmamak.
 48. Aza kanaat, çoğa şükür ederek dağıtmak.
 49. Doğruya doğru demekten korkmamak.
 50. Veren elden olmak. Kendinden verdiğin hiçbir şey 
senden bir şey eksiltmez. Feragat ve fedakarlığı daima 
kendi nefsinden yapmak.
 51. Bildiğini uygulamak. Bilgi uygulanmaya konunca 
gerçek bilgi olur ve insanı tecrübe sahibi yapar.
 52. Bilgilerinin doğruluğunu her fırsatta kontrol etmek.
 53. Bilmediklerini bilenlerden öğrenmek. 
Başkalarının tecrübelerinden istifade etmek. 
Bilenlerle dost olup dostlara danışmak.
 54. İyi dinlemesini bilmek. İyi dinlemek, güzel 
konuşmak 
kadar güçlü bir iletişim ve etkileme aracıdır.
 55. Bilgi toplamak için her türlü teknolojiden 
yararlanmak, gerekli masraflardan kaçınmamak.
 56. Büyük hayaller peşinde koşup, yapamayacağı 
şeyleri yapar gibi görünmemek.
 57. Kendi gidince ilerleme ve hareket durur sanmamak. 
Bunun gaflet olduğunu bilmek.
 58. Çoğalmak, arkadaş kazanmak. Bir toplum yalnız bir 
kişinin çalışması ve çabası ile bir adımcık bile atamaz.
 59. Kendini bilmek. Kendini bilmeyen başkalarını da tanıyamaz.
 60. Her şeyi kendine mal etmemek.
 61. Kendini de eleştirecek kadar olgun olmak.
 62. Kendini kandırmamak. 
İnsanlar kendilerini devamlı kandırabilse de 
başkalarını ancak bir müddet kandırabilir.
 63. Zor bir durumla karşılaşılsa bile azminden 
hiç bir şey kaybetmemek.
 64. Çevreyi ve tabiatı korumak. Tabiat sevgisi insan 
sevgisinin bir parçasıdır.
 65. Güçlü bir iradeye sahip olmak. Olayların ıstıraplı sonuçlarına göğüs gerebilecek kadar güçlü bir irade 
olmadıkça bazen iyi bir düşünce de sonuçsuz kalır.
 66. Fizik performansını artırmak. 
Bazı zeki ve becerikli yöneticiler, 
fiziksel dayanma güçleri olmadığından 
başarısızlığa uğrarlar.
 67. Sevilen bir alanda çalışmaya gayret etmek. Sevilen 
bir işi yapmak dayanıklılığı artırır. 
Fakat töre için çiğ tavuk bile yenileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.
 68. Yanlış bir adım atıldığı fark edildiğinde geri çekilmekten korkmamak, bunu gurur ve kibir meselesi yapmamak.
 69. Kendini bazen çevreden soyutlamak ve yalnız başına kalabilme yatkınlığını kazanmak. Böylece bir 
konuda uzun uzadıya düşünebilme ve hedefler, 
programlar için kafa yorabilme alışkanlığı kazanmak. 
Bunu yaparken de kardeşlerine karşı görevlerini ihmal etmemek.
 70. Anlaşılır olmak. Soyut fikirleri anlatmak için 
somut örnekler verilmeli.
 71. Fedakar olmak. Hiçbir büyük iş kendi kendine olmaz. 
 Bir eserin büyüklüğü bu uğurda yapılan fedakarlıklarla orantılıdır.
 72. Parayı araç olarak görmek. Eğer para amaç 
edinilirse kazanılan başarı başarısızlık, kazancımız 
sandığımız kaybımızdır.
 73. İnandırıcı, birleştirici ve toparlayıcı bir insan olmak.
 74. Tenkide katlanmak. 
Yapılan işlerin doğruluğuna inanıyorsak, 
tenkit edilmeye katlanmalıyız.
 75. İnsanları dini inançları veya inançsızlıkları ile yargılamamak.
 76. Güzel sözlerin parlaklığının ardına saklanmamak.
 77. Başarılı olan kişileri mükafatlandırmak. Marifet 
iltifata tabidir.
 78. Cahil ile çocuğu eğitmeden onlara hayati 
sorumluluklar vermemek.
 79. Mücadeleden zevk almak. Mücadelesiz başarı 
yollarını aramamak.
 80. Öğüdünü kendin tutmak. 
Öğüt veren kendi öğüdünü ihlal ederse, 
inandırıcı olamaz.
 81. İlk adımı atmak. İlk defa yapılacak ve cesaret
gerektiren işlerde ilk adımı sen at.
82. Dil, kültür ve tarihini iyi bilmek. 
Tarihini bilmeyen milletler asimile olmaya, 
bozulmaya mahkumdurlar.


AHİ EVRAN 

 ''Anadolu Ahilik Teşkilatı'' nın kurucusudur. Ebu’l Hakayık unvanıyla da anılan bu büyük İslam aliminin esas adı Mahmud bin Ahmed'dir.

    1171 yılında Azerbaycan'ın Hoy şehrinde doğdu. Döneminin büyük alimlerinden ve isimleri bugün bile unutulmamış Fahreddin Razi, Şihabüddini Suhreverdi, Evhadüddin Kirmani'nin kızı Fatma Bacı ile evlendi. Birçok Anadolu şehrini gezdi. Sonunda Kayınpederinin vefatı üzerine Kayseri'ye yerleşti. Burada ''Mürşid'il Kifaye ve Yezdan Şinahtl' isimli eserlerini yazarak, Kayser-i Sultanı Alaeddin Keykubat'ta takdim etti. Onun büyük ittifatlarını gördü.

    Ahi Evran, Kayseri' de yerleştikten sonra, Dericilik işiyle meşgul olmaya başladı. Bu arada, başta Kayseri olmak üzere diğer şehirleri de gezerek buradaki esnafı teşkilatlandırdı. Onların mesleki birliklerini belli bir gelenek ve disiplin içerisinde korumaları için sağlam kurallar koydu. Kayseri' nin o dönemde de ticarette büyük gelişme göstermiş olması, bu hamleci insana burada gayesini gerçekleştirecek ortamı hazırlamıştı. Burada kurulan ilk Ahilik teşkilatları, o kadar büyük boyutlara ulaşmıştı ki, Mogolların Kayseri’yi işgali sırasında, Ahi Evran'ın hanımı Fatma Bacı Moğollara esir düştü. Kendisi de, varlığından rahatsız olanların şikayeti üzerine, Selçuklu Sultanına şikayet edildi ve yakalattırılıp hapse attırıldı. Beş yıl hapiste kaldıktan sonra, çıkınca buradan ayrıldı. Çeşitli bölgeleri gezdi. Bİr ara Denizli'de konakladı. Sadrettin Konakevi'nin daveti üzerine Konya'ya geldi. Burada bir süre kaldıktan sonra Kırşehir'e geçti. 93 yaşında vefat etti ve buraya defnedildi. Türk Kültür Tarihi'nde ilk Esnaf Teşkilatı'nın kurucusu kabul edilen Ahi Evran'ın Kayseri'deki faaliyetleri kendisinin ölümünden sonra da koyduğu sistem üzerine asırlarca devam etti. Yaşadığı yıllarda adına inşa edilen ''Ahi Evran Zaviyesi'' Osmanlı İmparatorluğu'nun son asrına kadar varlığını korudu. Bugün Talas Caddesi'nin batısında Döner Kümbet'in karşısında harabeleri bulunan Zaviye önem taşımaktadır.

                                            Kayseriliyim.com'dan alıntı

 

 

 



 

 


ALİ BABA SİTESİ
BU SİTEYE 70552 ziyaretçi (179164 klik) GELDİ
ALİ BABA SİTESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol