Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği, ilk ve orta öğretim okullarında uygulanan ''Beyaz Bayrak Projesi'' kapsamında Çorum'un Sungurlu ilçesinde 3 okula ''Beyaz Bayrak'' verildi. Okulların temizlik konusunda teşvik edilmesi amacıyla uygulamaya konulan ''Beyaz Bayrak Projesi'' kapsamında Sungurlu ilçesinde Haydar Öztaş Anadolu Lisesi, Hürriyet İlköğretim Okulu ve Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu “Beyaz Bayrak” almaya hak kazanmıştır. Beyaz Bayrak teslimi için dün Haydar Öztaş Anadolu
Lisesi'nde yapılan törene sayın Valimiz Mustafa Toprak,Sungurlu Kaymakamız Gürsoy
Osman Bilgin, Sungurlu Belediye Başkanı Ahmet Karacif,Haydar Anadolu Lisesi okulunu yaptıran hayırsever iş adamı Haydar Ali Öztaş ile eşi Sezin Öztaş, çok sayıda öğretmen ve öğrenciler ile daire amırleri ve ziraat odası başkanı Dursun Karslı katılmıştır. Valimiz Mustafa Toprak, törende yaptığı konuşmada Çorum'daki yaklaşık 500 okul arasından 40 tanesinin Beyaz Bayrak başvurusu yaptığını ve bunlardan 30'unun bu ödülü almaya hak kazandığını belirterek şunları söyledi; ”Bu başarı yöneticilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin ortak başarısıdır. İnsana ve eğitime yapılan katkıları şükranla karşılıyoruz. Değerli hayırsever iş adamımız Haydar Ali Öztaş'ı da ilimize böylesine güzel bir okul kazandırdığı ve sürekli yaptığı katkılardan dolayı şükran duygularımla kutluyorum. Ancak bu tür güzel işler bir tek kişiyle olmuyor. Farklı Haydar Ali Öztaşlar çıkarak bu güzelliklere güzellik katmalı dedi.”İlçe Kaymakamımız Gürsoy Osman Bilgin ise konuşmasında hedeflerinin ilçede bulunan 68 okulun tamamında Beyaz Bayrak alma standardına ulaşabilmek olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Beyaz Bayrak almaya hak kazanan Haydar Öztaş Anadolu Lisesi, Hürriyet İlköğretim Okulu ve Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu müdürlerine Vali Toprak tarafından sertifikalar, pirinç levhalar ve beyaz bayrakları teslim edildi. Daha sonra Vali Toprak, hayırsever iş adamı Haydar Ali Öztaş'a ilçeye ve eğitime yaptığı katkılardan dolayı plâket verirken Öztaş da Vali Toprak, Kaymakam Bilgin ve Belediye Başkanı Karacif'e birer teşekkür plaketi sundu.04.06.2008 Sungurlu
Yukardaki haberle ilgili fotoğraflar aşağıdadır.
YAVUZ SELİM İLKÖĞRETİM OKULUNUN RESİM ÖĞRETMENLERİ VE ÖĞRENCİLERİNİN 2007-2008 ÖĞRETİM YILI İÇERİSİNDE YAPTIKLARI RSİMLER,TİCARET ODASININ BULUNDUĞU BİNANIN ALT KATINDA 05.06.2008 TARİHİNDE SERGİLENDİ. İŞTE GELECEĞİN RESİM ÖĞRETMENLERİ VE RESAMLAR YAPTIKLARI RESİMLER.
05.06.2008 SUNGURLU
ÖMER İNAN Yavuz Selim İlköğretim Okulu resim öğretmeni
Resim öğretmeni ve öğrencileri
2008-2009 Eğitim ve Öğretim yılı içerisinde Sungurlu'da düzenlenen resim sergisinden çekilen fotoğraflar.04.06.2009
İsmetpaşa İlköğretim Okulunun 2008-2009 yılı sonu etkinlikleri
SUNGURLU'DAN FOTOĞRAFLAR
Ömer CİVELEK SUNGURLU
MANASTIR DAĞINDAN ÇEKİLEN SUNGURLU FOT.
Sungurlu’da yaşayan Mehmet ve Hatice TUNÇKILIÇ’IN kızları Sema 12.03.1981 yılında dünyaya ailenin en küçük kızı olarak gözlerini açmıştır.Çocukluğunu Sungurlu ilçesi Şeker pınar mahallesinde geçirmiş ilkokulu Sungurlu’da okumuştur.Teyzesinin ısrarı üzerine ailesinin istememesine rağmen teyzesinin oğlu Ercan ÇOBANER ile17 yaşında evlenmiş ve eşi ile birlikte Almanya’nın yollarına düşmüşlerdir.Şiddetli geçimsizlik nedeni ile çok sıkıntı çekmiştir.8 Ağustos 2005 yılında Almanya’dan acı bir haber geliverir.Ercan Çobaner Sema ÇOBANER’İ boğarak ölümüne sebep olur.Almanya’dan cenaze 3 gün sonra kimsesiz bir şekilde Sungurlu’ya gönderilir.Sema ÇOBANER 11 ağustos 2005 yılında Sungurlu Sarı tepe asri mezarlığına çok kalabalık bir halk topluğu tarafından acılar içerisinde defnedilir.Bunun üzerineSungurlu Halk aşığı Melek ........
tarafından Hatice TUNÇKILIÇ ‘ınağzı ile bu ağıtı söylenmiş ve bu ağıt Ali TERAZİtarafından derlenmiştir. Ağıt yöre şivesi ile söylenmiş mümkün olduğu kadarı ile aslına sadık kalınmıştır.13 HAZİRAN 2009
Deyzemin oğluna gelin oluyom
Yana, yana güller gibi soluyom
İkinciye ben hamile kalıyom
Hasret ölüyom ona yanarım.
Gelin oldum Almanya’ya giderim
Anam bacım size veda ederim
Nazlı yârim düşmanmış ne derim
Hasret ölüyorum ona yanarım.
Sema’m gelin oldu mutlu olmadı
Alın yeşilin güller gibi solmadı
Yavrusunu kucağına almadı
Gurbet elden öldüm ona yanarım.
Almanya’da Sema’mı öldürmüş
Yakmış közler gibi söndürmüş
Öldüğünü polislere bildirmiş
Hasret öldü de ona yanarım.
Gül gibi Sema’mı duyan üzüldü
Gözlerimden kanlı yaşlar süzüldü
Çorum Sungurlu’ya mezar kazıldı
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Babasının öldürdüğünü görüyor
Annem nerde diye her gün soruyor
O yavruya nasıl cevap veriyor
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Gelinlik resmine bakar yanarım
Sema’m izine gelir sanırım
Saatler saniye seni ararım
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Gelinlik iresmine herkes bakıyor
Senin acın ciğerimi yakıyor
Çeyizlerin güller gibi kokuyor
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Bir tanecik kızına kimler bakıyor
Gözyaşlarım seller gibi akıyor
Alın yeşilin güller gibi kokuyor
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Hasret yazın mezarının taşına
Doyamadım kirpiğine kaşına
Bir baksanız gözlerimin yaşına
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Babası kardeşi nasıl dayandı
Çifte bacıların köz gibi yandı
Çeyizi sandıkta basılı kaldı
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Dayana bilsem mezarını yoklarım
İresmini güller gibi koklarım
Gözyaşımı ben babandan saklarım
Kara toprak sardı benim yavrumu.
Âşık Melek bu olaya üzüldü
Gözlerinden kanlı yaşlar süzüldü
Hamile yavruma mezar kazıldı
Kara toprak sardı benim yavrumu.
SUNGURLU'NUN TARİHİ EVLERİ 2008
GALİP ÜNLÜTÜRK'ÜN (ARZUHALCI) AĞA KONAĞININ
DIŞ VE İÇ GÖRÜNÜŞÜ FOTĞRAFLARIDIR. SUNGURLU 2008
BU EVLERDE SAFRANBOLU EVLERİDİR,İKİ İLÇE ARASINDAKİ FARKI BU FOTOĞRAFLARIN DİLLERİ ZANNEDERSEM YETERLİDİR.
Sungurlu'da kaybolmaya yüz tutan
el ve dokuma sanatları;
SSSSSS
Yukardaki el sanatları yok olurkan,
aşağıdaki ürünlerin tamamı çin malı olup,
Sungurlu pazarında satılmaktadır.
Sanat Nedir
özet : belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur.
detay : Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır.
Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir.
Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır.
kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir.
hegel'e göre; sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır.
Marks'a göre; yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir.
B. Croce; güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir.
Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir.
KAYNAKÇA
Doğan, Mehmet. 100 Soruda estetik. Gerçek Yayınevi: İstanbul: 1975.
Sena, Cemil estetik sanat ve Güzelliğin Felsefesi. Remzi Kitabevi.lstanbl11: 1972.
Sözen, Metin; Uğur Tanyeli. sanat Kavram ve Terimler Sözlü Remzi Kitabevi İstanbul: 1986.
Timuçin, Afşar estetik. 2. Baskı BDS Yayınları. 1993.
Zanaat, insanların maddeye dayanan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan işe verilen isimdir. Zanaat, öğrenimle birlikte el alışkanlığı sonunda elde edilen el becerisini ve ustalığı gerektirir. Mesela, demircilik, çömlekçilik, kaportacılık, marangozluk birer zanaattır. Zanaatkar ise, belli bir zanaatın becerisine sahip olan ve o zanaatı meslek edinmiş emekçidir. yeri gelmişken değinelim. Sanat, bir şeyi kurallarına uygun yapma tarzına verilen Arapça bir isimdir. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğünde sanat hakkında şöyle denilmektedir. "Sanat, bir duygunun, tasarının veya güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır." Sanatkâr ise, Arapça "san'at" ile Farsça kâr kelimelerinden oluşan bileşik bir kelime olup güzel sanatların herhangi bir dalında eser veren kişidir.
İŞTE ÖZLEDİĞİMİZ ALIN TERİ İLE EKMEK KAZANAN BİR YURTTAŞIMIZ.
KALAYCILIK
Sungurlu ilçesindefaaliyet gösteren kalaycılar ve kalaycılık mesleği günden güne azalmaktadır.Eskiden ilçenin değişik yerlerinde ve akarsu kenarları ile dükkanlar da faaliyet gösterilen kalaycılık mesleği, günümüzde birkaç dükkan ile mahalle aralarındaki tezgahlarda sürdürülmektedir.
Eskiden kalaycıların bulundukları dükkanların önünden geçerken çekiç, körük, kap kacak sesleri o muhitin bir neşe kaynağı ve usta ellerin bir marifeti olarak sokaklara yansırdı. Kalaycılık mesleğinin zaman içinde yok olması mutfak ve diğer araçların yaygınlaşması plastik, cam, porselen, çelik tencerelerin ortaya çıkması neticesinden tamamen yok olmak üzeredir.
Fakat buna rağmen, elinde hâlâ bakır mutfak araç ve gereçleri bulunan,aynı zamanda sağlığının kıymetini bilen, bakır kalaylı kaplardan yemek yemenin zevkini ve sağlıklı yönünü seçen yurttaşlar tek tük de olsa da var. Kalaycılık bu mesleği yapanların geçim kaynağını oluşturmaktadır.
Kalaycılık sanatının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günümüzde, İlçede bu mesleği yapanların sayısı bilinmemektedir.Elli yılı aşkın süredir çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselen Güner YALDIZ usta bunlardan bir tanesidir.Güner ustanın neler yaptığını aşağıda ki fotoğraflarda görmekteyiz.
GÜNER YALDIZ SUNGURLU
BİR MİLLET SANATTAN VE SANATKARDAN MAHRUMSA
TAM BİR HAYATA MALİK OLAMAZ.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Sungurlu Halk Eğitim Merkezi ASO-Sungurlu A.T.L-Endüstri Meslek Lisesi ve Kız Meslek Lisesi Tarafından ortaklaşa düzenlenmiş olan yıl sonu Sergisinden çekilen fotoğraflar.19 Mayıs 2008
Buda Trabzon'un el sanatı
Sungurlu'da bulunan SARITEPE mezarlığında 02.05.2009 trihinde çekilen fotoğraflar
05.06.2009 Tarihinde Sungurlu Belediyesi tarafından ilçemize getirilen sirk gösterisinden çekilen fotoğraflar
Sungurlu Kaykamamız Sayın Gürsoy Osman BİLGİN'in
Polatlı Kaymakamlığına tayını çıkmış olup,
14.08.2009 tarihinde ilçemizden ilişiğini kesecektir.
Sayın kaymakamımıza ilçemizden ayrılması münasebetiyle Sungurlu Belediye Başkanı Selahattin UZUNKAYA İlçemiz halkı adına 13.08.2009 tarihinde Mavi Ocak tesislerinde
veda yemeği vermiştir.
Veda yemeğine Çorum Valimiz Sayın Mustafa TOPRAK
ve tüm Sungurlu daire amirleri,Çorum milletvekili Ahmet AYDOĞMUŞ, ilgenel meçlis üyeleri ve mesleki kuruluş temsilcileri katılmıştır.Sayın Kaymakamımıza uğurlar olsun der yeni Görev yerinde ailesi ve çocuklarıyla birlikte sağlık,mutluluk ve başarılar dileriz.14.08.2009 SUNGURLU
Sungurlu Anadolu’nun ilk siyasi birliğini kuran (M.Ö. 1500 -2000) yılları arasında Hitit krallıklarına merkez olan HATTUTAŞ’ın (Boğazkale) 28 km kuzeybatısındadır. Önceleri 1754 ‘de KALINSAZ bucağı adı ile Yozgat’a bağlanmış, Kalınsaz ismi daha sonra BUDAKÖZÜ çayının ismini almış, vilayet sisteminden sonra Çorum’a bağlanmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonra bu statüsünü korumuştur. Sungurlu Osmanlı yönetiminde 1866 tarihinde ilçe ve belediyelik olmuştur. İlçenin 128 yıllık belediyelik tarihi vardır. Yapılan araştırmalarda Sungurlu adının kullanılması ile ilgili ilk yazılı belge Kanuni Sultan Süleyman döneminde tahrir defterleridir.16 . yüzyılda hazırlanan bu defterlerde Sungurlunun köy olarak geçtiği kesin olarak bilinmektedir. Bu gün şehrin merkezinde bulunan Ulu cami ve hamam Hicri(1170), Miladi(1756) tarihlerinde yapılmıştır.Bugünkü Sungurlu’nun olduğu yerdeki yerleşme çok eskiye gitmese de (16 yy.) Sungurlu’ya çok yakın yerlerde yapılan araştırmalarda çevrede yerleşme tarihi eskilere inmektedir. Bu araştırmalarda ilk yerleşmeler Kalkolitik döneme kadar inmektedir. Sungurlu’nun doğusun yer alan Alacahöyök , Kalınkaya ,Büyük Gülücek ve Pazarlı köylerinde yerleşme izleri günümüzden 7500 yıl öncesine dayanan Kalkolitik döneme aittir.Sungurlu ,1574 Kalınsaz bucağı adıyla Yozgat ‘a bağlanmıştır. Kalınsaz adı bir süre sonra hemen yakından geçen Budaközü çayının adına dönmüştür. Osmanlı kayıtlarında geçen Budaközü bugün kü Sungurlu’nun bulunduğu yerdeki yerleşmenin adı değildir. Budaközü olarak kasdedilen yer bugün Sungurlu’ya bağlı köylerin bağlı bulunduğu köylerin bağlı bulunduğu kazanın adıdır. Bu saha içerisinde yer alan yerler kazaya ismini verecek bir merkez olmadığı için bu sahaya çok önemli olan çayın adı kazaya verilmiştir. Bu sırada Sungurlu’nun adı Sungurludur. Ancak köy olduğu için kazaya adını verilmemiştir. Osmanlı idare sisteminde bu şekilde kaza adları, o sahadaki yerleşim yerlerinden birinin adı olmayabilirdi. Böyle yerlerde kadı geziciydi. Kadı nerede durursa kazanın merkezi orası olurdu. İşte 16 yüzyılda köy olan Sungurlu ancak 18.yy da önemli olmaya başlamış, Kadı devamlı olarak burada durmuş ve Budaközü olan kazanın adı da zaten yerleşim yeri olan Sungurlu’nun adını almıştır.
Sungurlu ve çevresindeki yerleşimlerin neden bu kadar eskilere indiği bir tesadüf değildir. Yerleşmelerin bu çevrede çok erken başlaması bu çevrenin arzettiği doğal şartlar ile Anadolu üzerinde işgal ettiği yerin stratejik bir değer taşımasına bağlıdır. Türkiye haritasına bakılırsa Sungurlu, Karadeniz bölgesiyle orta Anadolu bölgesi arasında sınır yani bir geçit kavşağında olduğu görülmektedir. Bu özellik yüzey şekillerinden iklime,bitki örtüsünden ulaşıma kadar hemen her konuda kendini göstermiştir , böylece bu karakteri ile çevre insanlarına çok eski dönemlerden beri yurt olma özelliği kazandırmıştır Sungurlu’nun şimdiki nüfusu yaklaşık 40.000'dir. Köyleri ve beldeleri ile birlikte nüfusu 85.000 dir. alıntıdır